?????????? ????????? ???????? ????????? ??????????????? ??????????? ???????? ??????? ?????????? ??????????? ???????? ???? ??????. ?????????? ????????????? ??????? ???????????? ???????? ??????????? ??????????? ????? ???????. ?????? ????? ???????????? ???????? ???????? ????? ?????????? ?????? ?. ?. III-V ??. ????? ??????? ????????? ???????? ?????????? ????? ?????. ????? ?????????? ?????????? ???????????? ????????? ????? ???????? ?????????? ???????????? ?????????? ?????? ????, ?????? – ???? – ???? ????????? ?????? ?????? ??? ??????????? ????????. ????? ???????????? ???? ??????????? ?????????? ?????? ?????????? ????? ???????????? ????????? ?????????? ???????? ?????????? ?????????. ???????????? ????????? ???????? ??????????? ?????????? ?????? ???????????? ??????????? ????????????? ???? ????????????. ?????????? ???? ??????????? ?????????? ??????? ????? ???????????? ????? ?????????? ??????? ????? ????????? ?????????? ???????? ?????????? ?????? ?????.

Bu arastirma düzenli fitness egzersizlerine katilan Kirgizistan-Türkiye Manas Üniversitesi ögrencilerinin antropometrik ve deri alti yag ölçüm degerlerinin incelemesi amaciyla gerçeklestirilmistir. Arastirmaya farkli fakültelerden yas ortalamalari 22.25±1.25 olan 20 denek katilmistir. Deneklere haftada üç gün bir buçuk saat süre ile yürüyüs, eliptical, bisiklet ve kuvvet agirlikli egzersizler yaptirilmistir. Deneklerden egzersizler baslamadan önce, birinci, ikinci ve üçüncü aylarda vücut agirliklari, çap çevre ve bölgesel deri alti yag ölçümleri alinmistir. Elde edilen veriler SPSS 15 paket programinda degerlendirilmistir. Arastirma sonucunda deneklerin Biceps, Gögüs, Omuz, Karin ve Uyluk bölgelerinde 12 haftalik ölçümler sonucu anlamli farklilik bulunmustur p<0.01. Benzer sekilde Abdominal, Gögüs, Subscapula, Suprailac,Triceps ve Uyluk bölgeleri deri alti yag ortalamalari egzersiz öncesine göre, birinci ikinci ve üçüncü ölçümlerde anlamli düzeyde farklilik tespit edilmistir p<0.01. Sonuç olarak; düzenli fitness egzersizlerinin antropometrik ve deri vücut yag oranlarina olumlu etkisi oldugu saptanmistir.

Bu çaliGmada kentleGme, kentlileGme ve iç göç kavramlari hemGehrilik dernekleriyle iliGkili süreçleri ifade ettigi için öncelikli olarak açiklanmaya çaliGilmiGtir. Gç göç, kentleGme sürecinde önemli bir etkiye sahiptir ancak kentleGme kentlileGmeyi zorunlu olarak dogurmamaktadir. KentlileGmek için kentte hayatini idame ettirmek yeterli görülmemektedir. KentlileGme, kent ile bütünleGmeyi, kent kültürüne eklemlenmeyi, ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik, inançsal ve estetik bazi davraniG ve düGüncelere sahip olmayi gerektirmektedir. HemGehri dernekleri, kente göç eden bireylerin, çogunlukla geldikleri yerin ismiyle oluGturduklari kurumlardir. Bu dernekler araciligiyla göç edenlerin sorunlarina çözümler üretilmeye çaliGilmakta, eski kültürel özellikler yaGatilmakta ve yardim, dayaniGma ve birliktelik saglanmaktadir. HemGehri derneklerinin, kentlileGme ve kente uyum sürecine etkileri bu çaliGma çerçevesinde ortaya konulmaya çaliGilmiGtir.

1930 yili Türkiye için birkaç nedenle gerçek dönüm noktalarindan biri olarak tanimlanabilir. Kemalist iktidarin radikal dini reformlari ve ekonomik krizin toplumsal hoGnutsuzlugu derinleGtirmesi, ülkeyi iki temel noktada degiGime zorlamiGtir: Ekonomide devletçilik ve çogulcu bir siyasal sistem. Bizzat Mustafa Kemal?in emriyle kurulan Serbest Cumhuriyet Firkasi, söz konusu iki temel yönelimin bir arada yürütülmesini öngören siyaset mühendisligi ürünü olarak, 12 Agustos?ta tarih sahnesindeki yerini aldi. Ancak, Fethi Okyar?in Gzmir?de kutsal bir kurtarici gibi karGilanmasi, bütün öngörüleri alt-üst etmiGtir. CumhurbaGkani aninda tarafsizligini bozarak, Halk Firkasi?ina bagliligini vurgulamak zorunda kalir ve Mustafa KemalFethi Okyar rekabeti yerel seçimlere damgasini vurur. Her türlü hukuksuzluk ve devlet zorunun meGrulaGtirildigi seçimlerde muhalefet yine de baGarili sonuçlar alir. Serbest Firka 17 Kasim?da aniden feshedilmesine ragmen, parti tabani aylar boyunca varligini sürdürecektir. Toplumsal muhalefetin sindirilmesi, sira diGi mehdici bir isyana verilen orantisiz cevaba ragmen mümkün olmamiGtir. Manisa?dan baGlayip, 23 Aralik 1930?da Menemen?de sonlanan bu isyan seli, bir yedek subayin katledilmesiyle iktidari derinden sarsmiGtir. Olay sonrasinda meydanlara kurulan daragaçlari, muhalefet koalisyonunu parçalayan eGsiz bir « korku mühendisligidir ». Böylece liberalizm kavrami sözlüklerde adeta Giddetle eGanlamli hale gelir ve liberal muhalifler irtica korkusuyla susturulur.

Karahanlilar, Sebüktegin ile birlikte bir hanedana dönüstükten sonra Gaznelilerle özellikle kiz alip vermeye yani iki tarafli sihriyet peyda etmeye büyük önem vermislerdir. Karahanli hükümdârlari, Sultan Mahmûd, Mes?ûd, Mevdûd gibi Gazneli hükümdârlarla kiz kardeslerini, kizlarini evlendirmisler, kendileri de bu hânedâna mensup prenseslerle evlenmislerdir. Ayni durum Karahanlilarla Selçuklu hânedân üyeleri arasinda da söz konusu olmustur. Siyasetin ayrilamaz bir parçasi durumunda olan hânedânlar arasindaki evliliklerin, onlara bir üstünlük saglama amacini tasidigi açik olmakla beraber, gelisen olaylar bunun her zaman böyle olmadigini da kanitlamistir. Bu evliliklerin faydasi birbirlerinin dostluklarini temin etmek veya düsmanliklarini en aza indirmek seklinde gerçeklesmistir. Yapilan evlilikler zaman zaman da müsterek düsmanlara karsi ittifaklar kurmalarina katkilar saglamistir. Büyük oranda tatbik ettikleri bu uygulama ile Gazneli hükümdârlar Karahanlilar gibi güçlü komsularinin dostluklarini saglamayi veya düsmanliklarini en aza indirmeyi, vassallarini ise sadakatle kendilerine baglamayi amaçlamislardir. Bu tür uygulamalar kendi siyasi menfaatlerinin bilincinde olan hükümdârlarla sinirli kalmasa dahi, evlilik baglarinin hânedânlari ciddî sekilde çatismalara kiskirttigi noktalardan da söz edilebilir.

Bir milletin kültürel degerlerinin oluGmasinda atasözlerinin önemli bir yeri vardir. Atasözleri, toplumun geçmiGten günümüze yaGadigi olaylarin, yaGanti sonucunda edindigi tecrübelerin bir sonucu olarak dile getirdigi, az sözle çok Gey anlattigi özlü sözlerdir. Atasözleri, ayni zamanda bir toplumun tarihi hafizasidir. Bu çaliGmada Türk halklarinin kültürel degerlerinin oluGmasina katki saglayan atasözlerinde, iletiGim konusu ele alinmiGtir. Türk halklarinda, insanlar arasindaki iletiGimin önemini ve iletiGimde dikkat edilmesi gereken hususlar ortaya konulmuGtur. Bu araGtirma, betimsel bir çaliGma olup tarama modeli kullanilarak gerçekleGtirilmiGtir. ÇaliGmanin verileri, belge tarama teknigi ile elde edilmiGtir. Türk halklari arasinda kullanilan iletiGim konusu ile ilgili bulunan 11 atasözünün Türkçenin hangi dillerinde kullanildigi veya kullanilmadigi tablolar halinde verilmiGtir. ÇaliGma sonunda iletiGim ile ilgili kullanilan atasözlerinin tamamina yakinin Türk halklari arasinda ortak olarak kullanildigi ve kullanilmaya devam ettigi görülmüGtür.

Dünya?da 1980?lerden itibaren baGlayan küresel politikalarla birlikte uluslararasi sermaye transferlerine koGut olarak yabanci sermaye yatirimlarinda da gözle görülür hareketler söz konusudur. Ülke ekonomilerinin geliGiminde ve kalkinmasinda itici bir güç rolünde olan yabanci sermaye yatirimlari ayni zamanda ülkede gerek istihdam artiGinda gerek teknolojik kalkinmada gerek ise geliGmekte olan ülkelerin geliGmiG ülkeler ile olan iliGkisi baglaminda da vazgeçilmez bir etken olarak karGimiza çikmaktadir. Bu durumlar ayni zamanda merkezi ekonomilerin çözülmeye baGladigi 1990?li yillar ve sonrasinda serbest piyasa ekonomisine geçiG süreci yaGayan Kirgizistan için de geçerlidir. Ve bu anlamda son dönemlerde Kirgizistan?da oldukça önemli geliGmelerin yaGanmakta oldugu da görülmektedir. Öyle ki, ülkenin demokrasiye ve kapitalizme ayni anda girmesi, yönetimini anayasal sisteme dayandirmasi ve bölgede siyasal anlamda da en istikrarli hukuk devleti olma yolunda ilerliyor olmasi dikkat çekicidir. Dolayisiyla bu degiGimlerin Kirgizistan?a yabanci sermayenin giriGine hiz kazandirmasi açisindan son derece etkili oldugunu belirtmek gerekmektedir. Bu baglamda çaliGmada Kirgizistan?da yabanci sermayedar olarak Türk giriGimcilerin ekonomik profili çikarilacak ve Kirgizistan?da faaliyet gösteren giriGimcilerin ülkede ekonomik sorunlarin yani sira, bu sorunlari tetikleyen hangi sosyo-kültürel ve siyasal sorunlarla karGilaGmakta olduklari üzerinde durulacaktir. Bu araGtirma Kirgizistan?da yatirimlarin büyük çogunlugunun yapildigi baGkent BiGkek?te niceliksel yönteme dayali olarak, Kirgizistan Türkiye GG Adamlari Dernegi (KGTGAD)?nin veri tabanindaki Türk giriGimciler ile yapilacak anket çaliGmasiyla yürütülmüGtür. Sonuçta daha çok 11-50 araliginda kiGi istihdam eden; tekstil, inGaat ve gida sektörlerinde aktif olan; Kirgizistan?da en az 6 ve en fazla 15 yildir yaGamakta olan; daha çok ithalat yapan küçük iGletmeleri çaliGtiran daha çok 30-50 yaGindaki evli erkek giriGimci profili oluGmaktadir. Katilimcilar, söz konusu ülkede giriGimciligin itibar gördügünü, ülkenin yabanci giriGimciler için çok önemli bir potansiyele sahip oldugunu ve Kirgizistan?da gelecege yönelik yatirim planlari düGündüklerini ifade etmiGlerdir. Bunun yaninda Katilimcilar, yetiGmiG, kaliteli insan gücü eksikligi, can ve mal güvenligi, siyasi ve ekonomik istikrarsizlik, firma kurarken bürokratik engeller, hukuki sistemdeki aksakliklar gibi problemleri belirtmiGlerdir.

Bu araGtirmanin amaci, ekip çaliGmasinin önemini vurgulamak ve bankacilik sektöründe çaliGan personelin ekip yönetimine yönelik algilarinin degerlendirilmesidir. AraGtirma, Denizli?de faaliyet gösteren bankalarin Gubelerinde çaliGan personel ile gerçekleGtirilmiGtir. Veri toplama araci olarak anket metodu kullanilmiGtir. Anketler, yüz yüze görüGülerek doldurtulmaya çaliGilmiG, bazilarinda ise bir gün sonrasina teslim alinmak üzere doldurulmalari saglanmiGtir. AraGtirmada beGli Likert ölçegi kullanilmiGtir. AraGtirma sonucunda demografik bulgular açisindan personel arasinda, ekip yönetimi algilarinda anlamli farkliliklar bulunmuGtur. Bankalar ekip çaliGmasi ile ilgili detayli faaliyetler yapmaktadirlar. Banka personelin ekip çaliGmasina yönelik egilimleri yüksektir. Bayan personeller açik iletiGime daha çok önem vermektedirler. Bekârlar, evlilere göre kararlarin görüG birligi içinde alinmadigini düGünmektedirler. Pazarlama bölümündeki personelin operasyon bölümündekilere göre ekip çaliGmasi algilamalari daha yüksek olarak tespit edilmiGtir.

Turizm isletmelerinde çalisan personelin kisisel kariyer planlamasi, is yasamina giris kararinin alindigi egitim yillari ile baslamaktadir. Buradan yola çikarak çalismada, Kirgizistan-Türkiye Manas Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu’nda lisans egitimi alan 3. ve 4. sinif ögrencilerinin kariyer planlari ve turizm sektörüne yönelik tutumlarinin belirlenmesi amaçlanmistir. Arastirma verileri, 143 ögrenciden, anket sorusturmasi ile toplanmistir. Arastirmada, ögrencilerin çogunlugunun gelecekte turizm endüstrisinde kariyerlerine devam etmek istedikleri ve uzun dönemde turizm isletmelerinin üst pozisyonlarinda yer almak istedikleri ortaya çikmistir. Ayrica ögrencilerin turizm endüstrisine yönelik olumlu bir tutuma sahip olduklari, ancak sektörün genel yapisindan kaynaklanan olumsuz durumlarin da farkinda olduklari görülmüstür.

AraGtirmanin amaci ögrencilerin olumsuz degerlendirilmekten korkma düzeylerinin demografik özelliklerine göre farklilik gösterip göstermedigini incelemektir. ÇaliGmada öncelikle olumsuz degerlendirilmekten korkma, korku, kaygi ve sosyal kaygi kavramlari açiklanmiGtir. Daha sonra bir devlet üniversitesinde ögrenim gören ögrencilerin olumsuz degerlendirilmekten korkma düzeylerinin demografik özelliklerine göre farkliliklari araGtirilmiGtir. Bu kapsamda bir devlet üniversitesine bagli iki uygulamali bilimler yüksekokulu ve bir fakültede ögrenim gören 315 kiGiden veriler toplanmiGtir. AraGtirmanin evreni Marmara bölgesindeki bir devlet üniversitesi ögrencileridir. Örneklem ise iki uygulamali bilimler yüksekokulu ve bir fakülte ögrencileridir. Veri analizi SPSS 21 paket programi kullanilarak yapilmiGtir. Bu kapsamda ögrencilerin sosyodemografik özelliklerine iliGkin frekans analizi, faktör analizi, güvenirlik testleri, kolmogorovsmirnov normallik testi, mann whitney u ve kruskal wallis testleri yapilmiGtir. Sonuçta kiz ögrencilerin erkek ögrencilere göre baGkalarinin etkisi altinda kalma düzeyleri, baGkalari tarafindan incelenme korkusu düzeyleri ve hata yapma korkusu düzeylerinin daha yüksek oldugu gözlenmiGtir. Baba egitim durumu yüksek lisans olanlarin digerlerine göre hata yapma korkusu düzeylerinin daha yüksek oldugu gözlenmiGtir.

M-Customer satisfaction affects m-customers? future purchase intentions, decisions and therewithal m-stores? future profits. M-store managers should consider drivers of m-customer satisfaction for sustainability and success in m-commerce. M-store managers should offer a successful m-store design to attract m-customers to shop from m-stores. M-store applications should be designed according to m-customers? wishes and desires to gain sustainable competitive advantages. The purposes of this research are to develop a framework for determining the drivers of m-customer satisfaction, to measure m-customer satisfaction level from m-shopping applications, to examine current intentions about m-shopping in Turkey, to highlight the points in m-store design that is needed to increase m-customer satisfaction. For those objectives, first literatures were reviewed; second the descriptive researches are conducted. In the empirical study, students from Pamukkale University, Denizli-Turkey were selected as samples. The data were obtained from 245 students by using questionnaire technique and analyzed in the light of Kano model. According to Kano analysis, one dimensional and indifferent requirements for m-store design were determined.

AraGtirmanin amaci sinif ögretmenlerinin soru sorma stratejilerini genel olarak incelemek ve sinif ögretmenlerinin soru sorma stratejilerini kullanirken karGilaGtiklari sorunlari ortaya koymaktir. Bu amaçla Erzurum ili Pasinler ilçesinde görev yapan 10 sinif ögretmeni ile görüGülmüGtür. Veriler araGtirmacilar tarafindan hazirlanan yari yapilandirilmiG görüGme formu ile elde edilmiGtir. Elde edilen verilerin analizinde betimsel analiz teknigi kullanilmiGtir. ÇaliGma sonucunda sinif ögretmenlerinin soru sorma stratejilerini derslerde yogun bir Gekilde kullandiklari, sorulari daha çok dikkat çekme ve degerlendirme amaciyla kullandiklari, genellikle bilgi ve degerlendirme düzeyinde soru sorduklari, bireye ve gruba sorulan sorularin eGit dagilim gösterdigi bulgularina ulaGilmiGtir. Ögretmenler, soru sorarken karGilaGtiklari sorunlarin genellikle ögrenci ve ders kitabindan kaynaklandigini belirtmiGlerdir.

Bedensel faaliyetler, Türkler için önemli bir faaliyet alani olmustur. Sürekli bir sekilde bedensel faaliyetlerle iç içe olan Türkler, bu sayede hem bedeni daha saglikli hale getirmis, hem de özellikle okçuluk ve binicilik sporundaki uzmanlasma ile birlikte savas alanlarinda basarilar elde etmislerdir. Türkler için yeni bir ugrasi olmayan bedenin egitilmesi faaliyeti, Türk kültürünün de önemli bir parçasi haline gelmistir. Dünya tarihinde hiçbir millette, spor – kültür birlikteligi Türk kültüründe oldugu gibi iç içe geçmemistir. Bu nedenle sporun, Türk kültüründen soyutlanmasina, atilmasina imkân yoktur. Özellikle okçuluk, binicilik ve güres sporlarinda daha da uzmanlasan Türkler, dünya genelinde var olan hemen her spor dali ile ilgilenmislerdir. Eski Türk uygarliklarina ait arastirmalar ve bulgular, bu sporlardaki basarilari ve becerileri çok net bir sekilde ortaya koymaktadir. Bu çalismanin amaci tarihsel süreç içerisinde ortaya çikan Türk uygarliklarinda yer alan sporlari, kültürel bir süreç içerisinde degerlendirmektir. Ayrica bu çalisma ile ülkemizin spor tarihi literatürüne katki sunulmasi planlanmistir.

Bu çaliGmada, Kirgizistan?in baGGehri olan BiGkek?te, aile satinalma kararlarinda çocuklarin rolü araGtirilmiGtir. Bu amaçla; 918 ailenin degerlendirmeleri ayri ayri incelenmiG, anket metodu ile tespit edilmeye çaliGilmiGtir. Ailede satinalma kararlarinin verilmesi; tüketici ve tüketici davraniGlari, ailede satinalma karar süreci, aile üyelerinin satinalma kararlarina etkisi baGliklari altinda, çocugun ailenin satinalma kararina etkisi ise çocugun tüketici olarak geliGim süreci, sosyalleGme evreleri ve çocugun aile satinalma kararlarinda etkili oldugu durumlar baGliklari altinda irdelenmiGtir. AraGtirma sonucunda, 12 yaGa kadar çocuklarin aile satinalma kararindaki rolü tespit edilmeye çaliGilmiGtir. Uygulanan anket dört bölümde degerlendirilmiGtir. Glk bölümde demografik özellikler dokuz soru ile ikinci bölümde satinalma kararlari dört soru ile üçüncü bölümde ürünlerin seçiminde satinalma kararlari on soru ile dördüncü bölümde çocugun ailenin satinalma kararlarina etkisi alti soru ile araGtirilmiGtir. Ankette elde edilen verilere göre kiz çocuklarin istekleri erkek çocuklara göre daha fazla oranda satin alinmaktadir. Anne, birçok ürün seçiminde karari üstlenirken çocuk odasi takimi, bilgisayar gibi seçimlerde sorumluluk ve risk arttikça baba ile paylaGima gittigi görünmektedir. Bu durum annelerin bilinç seviyelerini göstermesi bakimindan önemlidir. Ayrica bulgulardan biri de, gelir grubu ne olursa olsun çocugun aglamasi, yalvarmasi, küsmesi ve tutturmasi sonucu çogunlukla istegini aldirdigini ortaya koymaktadir.

Bagimsizliklarini kazanmalariyla birlikte Orta Asya Türk Cumhuriyetleri uluslararasi konjonktürün etkisiyle yeni bir sosyal degisim sürecine girmislerdir. Bu süreçte bölge ile Türkiye’nin iliskileri de yeni boyut kazanmistir. Türkiye’nin bu ülkelerle ikili iliskilerinde her alanda karsilikli etkinlikler ve egemen esitlik gelistirme temelinde hareket ettigi ve özellikle 1992 yilinda kurulan Türk Isbirligi ve Koordinasyon Ajansi Baskanligi (TIKA) araciligiyla da bölge ülkelerine yönelik kalkinma programlari yürütmeye basladigi görülmektedir. Çalismada gerçeklestirilen nitel arastirmada TIKA’nin bir Orta Asya ülkesi olarak özellikle Kirgizistan’a yönelik 2005 sonrasi yürüttügü sosyo-ekonomik stratejilerinin analizine odaklanilmistir. Bölge ülkeleri içerisinde demokratik yapilanmasi itibariyle dikkatleri en fazla üzerine çekmesinden ve de özellikle Türkiye’nin en fazla kalkinma desteginde bulundugu ülke olmasindan ötürü Kirgizistan örnekleminden hareket edilmistir.

GG yaGaminda kendini gösteren yalnizlik, genel yalnizliktan farkli olarak yalniz iG ortaminda etkin olabilmektedir. GG yerindeki yalnizlik, daha çok sosyal çevreden kaynaklanan bir baGina birakma, izole etme ve kendi baGina olma halini ifade etmektedir. Bu kapsamda araGtirmada ilk aGamada iG yaGaminda yalnizlik kavrami, duygusal zekâ ve psikolojik sermaye incelenmiGtir. Gkinci aGamada iG yaGaminda yalnizlik ve algilanan duygusal zekâ ve psikolojik sermaye arasindaki iliGkiler araGtirilmiGtir. AraGtirma internet ortaminda hazirlanan anket araciligiyla egitim sektöründe çaliGanlara yönelik olarak uygulanmiGtir. Yapilan korelasyon analizinde duygusal zeka ve psikolojik sermaye arttikça iG yaGaminda yalnizlik düzeyinin azaldigi ortaya çikmiGtir.

Bu arastirmada, Kirgizistan – Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ) ögrencilerinin ögrenim gördükleri üniversiteye iliskin memnuniyet algilari incelenmistir. Örneklem olarak ise, lisans düzeyinde turizm egitimi alan ögrenciler seçilmistir. Veriler anket yöntemiyle toplanmistir. 192 ögrenci üzerinde yürütülen arastirmada; katilimcilarin genel olarak KTMÜ’de egitim almaktan çok memnun olduklari tespit edilmistir (%65,6). Ögrenci memnuniyetine iliskin algilarda ise ‘Laboratuvar ve Diger Etkinlik Alanlarinin Yeterliligi’ (aritmetik ortalama: 4,22) ve ‘Kisisel Gelisim Memnuniyeti’ (aritmetik ortalama: 4,13) boyutlarinin öne çiktigi saptanmistir. Ögrenciler üniversitenin uygulama olanaklarindan ve egitim almakta olduklari bölümün kisisel gelisimlerine katki saglamasindan oldukça memnundurlar. Bununla birlikte yeniden üniversiteye baslamak durumunda olsalar yine KTMÜ’yü ve turizm bölümünü tercih etmek istemektedirler.

Günümüzde kamu gelir kaynaklari içerisinde en büyük paya sahip olan kalem vergidir. Vergi iliskilerinde bir tarafta mükellef diger tarafta alacakli konumunda bulanan devlet bulunmaktadir. Devleti yönetme yetkisi ise seçmenler tarafindan verilen oylar ile belirlenmektedir. Bu yüzden vergi iliskilerinde gerek mükellef sayilari gerekse de seçmen sayilari ayirt edici göstergeler olarak ön plana çikmaktadir. Bu noktadan hareketle çalismada kisisel gelir vergisi özelinde vergi ve siyaset iliskilerinde taraflara ve ortak taraf olan “mükellefseçmen” tarafina deginilmis, akabinde ülkemizin de dâhil oldugu OECD’ye üye ülkelerdeki kisisel gelir vergisi mükellefi sayilarina, seçmen sayilarina ve karsilastirmali göstergelere ait veriler yorumlanmis ve ülkelerin gelismislik düzeyleri üzerinde kisisel gelir vergisi mükellef sayilari ve seçmen sayilarinin olumlu etkileri oldugu sonucuna varilmistir.

Örtmece sözler; bir toplum tarafindan “uygunsuz, kaba, müstehcen oldugu veya korku verdigi için adi agza alinmak istenmeyen kavramlarin baska ifadelerle anlatilmaya çalisilmasi sonucu meydana gelmistir. Ana hatlariyla benzer olmasina karsin, örtmece sözler, her toplumunun kendi deger yargilarini yansitacak sekilde çesitlendiginden ve toplumlarin kavramlara karsi hassasiyetleri farklilik gösterdiginden bu sözlerin olusma yollari da kültürel farkliliklar içerir. Türkçede örtmece sözler üzerine yapilan çalismalar daha çok kavramin açiklanmasi, adlandirilmasi, kelime hazinesi ve anlamsal açidan incelemeleri seklindedir; bazi deginmelerin disinda, bu sözlerin olusma biçimlerini, yapilarini ele alan detayli bir çalisma yoktur. Bu çalismanin amaci, Türkçedeki örtmece sözlerle ilgili olarak kullanilan kelime ve kelime öbeklerinin yapisal bir semasini olusturabilmektir.

?????? ??? ????????? ?????? ????????? ??? ?????????? ??????? ???????? ????????. ??? ???????? ????????? ?????????? – ????? ????? ?????? ???????? ??????? ?????? ?????? ?????? ??????? ????????? ??????????? ????????? ???????? ??????, ?????? ?????? ??????? ?????????????, ???????????, ?????????????, ????????????? ?????????? ?????? ???? ??????? ???????? ?????? ?????? ???????????? ????? ????????????? ??? ??????. ?????? ????????? ??? ?????????? ????????? ???????? ???????? ??????? ?? ?????????? ???????????? ???? ??????? ?????? ????? ????????? ?????????? ????????, ?????? ?????? ????????? ????????? ??????????? ????????????????? ????? ????, ??? ???????????? ????? ????. ????????? ???????????? ???????? ?????? ?????????? ????????????? ????????????? ???? ?????????????? ?????? ??????????? ????????? ?????? ????????? ??? ?????????? ??????? ???? ???? ????????? ?????????.

Günümüz rekabet kosullarinin çok hizli degisim göstermesi ve teknolojinin sürekli yenilenmesi sebebiyle firmalar, ürettikleri mal ve hizmetleri benzer kalite ve yakin fiyatlarla piyasaya sunmaktadirlar. Isletmelerin rekabette üstünlük saglamalarinda müsteri memnuniyeti ve bunun için de hizmet kalitesi anahtar rol oynamaktadir. Bu nedenle isletmelerde hizmet kalitesini ölçmek ve gerekli tedbirleri almak oldukça önemlidir. Çalismada hizmet kalitesinin müsteri memnuniyeti ve müsteri sadakati üzerine etkisini belirlemek amaçlanmaktadir. Hizmet kalitesi ve memnuniyet ve sadakat olarak üç boyutta incelenen çalismada hizmet kalitesi; fiziksel unsurlar, empati, heveslilik, güvenlik ve güvenilirlik alt boyutlarinda incelenmistir. Bunun yani sira anket, Cronin ve Taylor(1992), Oliver(1980) ve Too ve dig.(2001) çalismalarindan derlenmistir. Anket uygulamasi Çanakkale’deki 15 subeli bir market kapsaminda yapilmis ve 405 geçerli geri dönüs saglanmistir. Arastirmada kullanilan anket ölçeginin güvenilirligini test etmek için güvenilirlik analizi, degiskenlerin faktörlestirilmesinde faktör analizi ve hizmet kalitesinin müsteri memnuniyeti ve müsteri sadakati üzerine etkisinin belirlenmesinde regresyon analizleri yapilmistir. Çalisma sonucunda ise hizmet kalitesinin müsteri memnuniyeti ve müsteri sadakatini etkiledigi sonucuna ulasilmistir.

???????????? 1916-??????? ????? ????????? ???? ???????????? ?????????? ????????? ????? ??????????? ?????? ???????????? ??? ?????? ?????? ??????? ??? ?????????, ??? ???????????? ?????? ???????????? ??????. ?? ??? 1920-???????? ????? ??????? ????????? 1916-??????? ??????????? ???????? ???????? ???? ??????????? ?????? ????? ???????????. ????? ????? ???? ??? ????? ????????? ??????? ?????? ??? ????? ??????? ????? ???????????? ?? ??????? ????? 1930-??. ??????? ????? ????????????? ????? ???????????? ???? ?????? ??????????? ??????????. ???????? 1930-??. ?????????????? ???????????? ???????????? ?????? ???? ?????????-???????????? ????????? ???????????, ??????? ??? ????? ????????? ??? ??????? ?????????? ??? ?????? ????? ????? ???????? ?????????.

International business transactions have a great importance for the companies that are dealing with importation and exportation. Nowadays, physical borders between countries disappear and companies are engaged in international business like a domestic business. However, it should be noted that, international business transactions have some particular rules and instruments. Recognition of these particular rules and instruments will protect companies, against potential losses and risks. The concept of Incoterms could be explained as international commercial terms, and these terms are revised in certain periods by International Chamber of Commerce. They are presented to the use of companies who are dealing with import and export operations. Finally, the terms are updated as Incoterms 2010 and have been used by companies since first of January 2011. In this study, the historical development of the terms has been investigated in detail and contemporary applications of Incoterms 2010 examined. Furthermore, the causes of the revisions have been researched and the consequences of the amendments have been evaluated. On the other hand, opinions on the subject have been given in the section of conclusions and recommendations.

Bu makalenin amaci Batman merkez okullarinda yasanan siddet olaylarinin dinamiklerini anlamak, hangi zaman diliminde, hangi ortamlarda, hangi neden ve kosullarda ortaya çiktigini tespit etmektir. Batman kent merkezinde görev yapmakta olan 210’u ortaokul, 220’si lise ögretmeni olmak üzere toplam 430 ögretmen ile görüsülmüstür. Bu arastirma nicel arastirma metodu ile yapilmistir. Arastirma teknigi olarak anket kullanilmistir. Arastirma sonuçlarina göre ögrenciler arasinda sözel, fiziksel, duygusal siddet türlerinde artis görülmektedir. Ayrica hirsizlik, okul esyasina zarar verme, sigara içme, uyusturucu kullanma, kesici aletlerle kavga etme seklindeki davranislarin da giderek yayginlastigi ortaya çikmistir.